
Bir Kez Daha Uyarıyoruz!
03.6.2020
Bir Kez Daha Uyarıyoruz!
SUNİ GÜNDEMLER
Muhterem basın mensupları, değerli arkadaşlar;
Bugün 15 Ocak 2020 Çarşamba, haftalık basın toplantımız münasebetiyle bir araya geldik.
Hepinize çok teşekkür ediyor; saygıyla, sevgiyle selamlıyorum.
Gündemimizde hem bir takım suni gündemler var, bir de bizim esas problemlerimiz var.
ELBİSTAN ZİYARETİ
İktidar, problemlerimiz göz ardı edecek konuları gündeme getirmekte epey başarı gösteriyor.
Geçen haftasonunda bir takım ziyaretlerimiz ve kabullerimiz oldu.
Bunlardan bir tanesi kongremiz münasebetiyle gittiğimiz Elbistan.
Elbistan büyük bir ilçemiz, en ciddi problemi kömür santrali, santralin etrafa yaydığı kül ve hava kirliliği.
Şunu hemen ifade etmek istiyorum ki; ülkemizin ucuz enerjiye ihtiyacı var, biz enerji zengini bir ülke de değiliz.
Kömür, bizim en zengin kaynaklarımızdan bir tanesi.
Ancak, bugün modern santrallerde hava kirliliği minimum seviyeye indirilmişken, bizim santrallerimiz adeta zehir kusuyor.
Maalesef Elbistan, bu toz bulutunun altında kalıyor, ilçe halkı da çok duyarlı, adeta isyan ediyorlar.
Biz gündelik politakanın içinde, har vurup harman savrulurken, diğer tarafta en ciddi adımları atmakta gecikiyoruz.
ÇEVRE KİRLİLİĞİ
Siyasetimizin temelinde bundan sonra tutma mecburiyetinde olduğumuz bir konuyu sık sık tekrarlayacağım.
4 temel konumuz var:
Hava kirliliği, su kirliliği, toprak ve üretim planlaması ve ormanlarımızı korumak.
Türkiye’nin gündeminde bunlar var mı, yok!
Ne var?
Bilmem nerde 4 tane kadın bir araya gelmiş, oturmuşlar, vay canına..
Türkiye battı, gitti!
Allah’tan korkun ya, birazcık ciddi olun!
Biz Problemlerimizi Böyle Çözemeyiz!
Suni gündemlerle Türkiye yönetilemez, sadece insanların dikkati önemli konudan, önemli olmayan konulara yönelir.
Bundan dolayı; üzerine basa basa söylüyorum ki;çevre konusu çok önemli.
İnşaAllah biz, iktidara da geleceğiz, halkımızın teveccühünü kazanacağımıza da inanıyorum.
Çünkü artık kimse tahammül edemiyor, geçinemiyor, geleceğinden ümidi yok.
Onun için çare aramak mecburiyetindeyiz, Saadet Partisi bunu önceleyen bir partidir.
Biz bu konuda ciddiyiz, başka bir gündemimiz yok.
Tafra atmak, caka satmak istemiyoruz, sadece ülkemizin yaşadığı sıkıntıların sorunlarına çözüm üretmek istiyoruz.
AR-GE YATIRIMLARI ÇOK ÖNEMLİDİR
İlerde bizim gençlerimiz nerde, nasıl istihdam edilecek.
216 tane üniversite ne yapacak, Teknoparklar, kalkınma ajansları nasıl olacak da ülkemizin geleceğine katkı sunacak?
Biz gençlerimizin istihdamı için, özellikle yüksek tekonolijide AR-GE yatırımlarının öncelenmesini istiyoruz.
Teknoparklar bu şekilde kullanılmalı.
Sanayi ve üniversite bir araya gelince ortaya müthiş bir potansiyel çıkmalı.
Teknokentlerin kurulmasını önemli görmemize rağmen, şimdi gereği gibi kullanılmıyor.
Neden kullanılmıyor? Çünkü ciddi bir kaynak aktarımı yok.
Türkiye teknolojide gerilerde kaldı.
Bir iki sahada, SİHA’lar konusunda, bazı sahalarda adımlar atıldı, biz buna müteşekkiriz; ama bu 1-2 adımla sorunlar çözülemez!
BELEDİYE BAŞKANLARINA YAPILAN BASKILAR
Şimdiye kadar belediyeciliği öyle iyi yapmışlar ki, bunun neticesinde geldikleri nokta sevgi belediyeciliği mi, aşk belediyeciliği mi?..
Peki niye Ankara, İstanbul ve diğer şehirleri kaybettiniz?
Yani sen çok güzel hizmeti yaptın da millet inadına ben seni istemiyorum mu dedi?
Birazcık mantıklı olun!
Bir çok konuda beceriksizliğiniz ortaya çıktı, yolsuzluklar açık, tahakkümünüz var!
Şimdi 100 tane belediye, Ak Parti’ye duyduğu sevgiden dolayı geçiyormuş(!) Allah’tan korkun!
Belediyeciliğin kitabını, destanını yazmışlar!
Evet yazdınız; yolsuzluklar nasıl yapılır, para nasıl israf edilir, rant nasıl sağlanır, bunun kitabını yazdınız!
Şimdi de bizim Kahta Belediye Başkanımız..
Başkanımız, ben halkımın yanındayım, isterseniz beni görevden alın, ama haksızlık yapmayın diyor.
Belediye meclisinde hakimiyet Ak Parti’de, belediye başkanını cezalandıracaız diye Kahta halkını cezalandırmaktan çekinmiyorlar!
Birazcık insafa gelin ya!
Belediye başkanımız iş başına geldi, kendisinden önceki belediye başkanı, Kahta Belediyesi’ni altından kalkamayacağı ağır bir borç yükünün altına sokmuş!
Normalde mahkemeye verip, o parayı eski belediye başkanından tahsil etmek icap eder!
Bu mu belediyecilik, bu mu insanlık?
Ben bunu halkımızın dikkatine arz ediyorum.
Böyle belediyecilik, böyle yöneticilik olmaz, ülke böyle yönetilemez!
Artık bu iş zirveye çıktı, sınırları aştı, bundan dolayı da, artık Ak Parti’nin ayakta kalmaya mecali kalmadı.
Bizim şahıslarla herhangi bir kavgamız yok, biz ülkemizin daha iyi idare edilmesini, insanlarımızın içine süreklendiği, işsizlik ve geçim sıkıntısı başta olmak üzere problemlerimizi çözme derdindeyiz.
Esas meselemiz bunlardır!
SON GÜNLERDE DÜNYADA YAŞANAN GELİŞMELER
Bildiğiniz üzere; bölgemiz ve yakın coğrafyamızda son günlerde sıcak gelişmeler yaşanmaktadır.
Libya’da yaşanan son gelişmeler ve Kasım Süleymani’nin, ABD tarafından suikasta uğramasının ardından bölgede son derece kritik gelişmeler yaşanmaktadır.
Bölgede giderek artan tansiyon ve dünyada yeni kaos ve çatışmaların ortaya çıkma ihtimali hepimizi endişelendirmektedir.
Temennimiz; tırmanan bu gerginliklerin daha fazla büyümeden, sükunetle, aklı selimle, diyalog ve diploması yoluyla çözüme kavuşmasıdır.
LİBYA ATEŞKESİ
Bu nedenle; Libya’da kalıcı bir ateşkesi sağlamak için atılan ve atılacak olan her adımı önemli buluyor, destekliyoruz.
Her defasında ”biz demiştik” demekten inanın keyif almıyoruz, ancak iktidar her meselede dönüyor, dolaşıyor bizim dediğimiz noktaya geliyor.
Ancak; her seferinde geç kalarak ve telafisi zor veya mümkün olmayan yaralar açarak!
Bugün yaşadığımız sıkıntıların temelinde bu iktidarın vebali var, biz bunu unutamayız!
Arkadaş! Bir kez de zamanında sözlerimize kulak verseniz de; işleri içinden çıkılmaz bir hale getirmesiniz ne olur Allah aşkına?
Putin’i dinlediğiniz kadar, Trump’la istişare ettiğiniz kadar, bu milletin evlatları ile, muhalefet partileri ile bir araya gelseniz, tavsiyelerine kulak verseniz ne kaybedersiniz?
Meselenin en başında, krizin çözümü için tarafların tümüyle müzakere edilmesi gerektiğini ifade etmiştik.
Şimdi gelinen noktada biz her şeye rağmen; Libya’da yakın zamanda bir ateşkes anlaşmasının imzalanmasını temenni ediyoruz.
Ümit ediyoruz ki; Libya gereksiz yere kan gölüne dönmeden, tüm tarafların üzerinde mutabık kalacağı bir anlaşmaya imza atılır.
BİR KEZ DAHA UYARIYORUZ!
ABD ve İran arasında yaşanan gerilim ve Libya meselesi başta olmak üzere yaşanan son gelişmelerden sonra, dış politikada izlememiz gereken yolun ne olması gerektiğini ve uyarılarımızı bir kez daha ifade etmek istiyorum:
-Atacağımız adımlarda tarihsel tecrübelerimizden mutlaka ders çıkarmalıyız.
-Daha önce düştüğümüz hatalara düşmemeli, kesinlikle sıcak çatışmalarda taraf olmamalıyız.
- Şartlar ne olursa olsun, barış için diplomatik kanallar sonuna kadar zorlanmalıdır.
-Diyalog ve müzakere yolundan asla vazgeçilmemeli, tüm taraflarla bir araya gelebilmeliyiz. - Akıl bir şeyin sonunu düşünmek ve görebilmektir. Coğrafyamızda yeni bir çatışma ortamı oluşturmak isteyen küresel oyunlara ve provakosyonlara karşı uyanık ve dikkatli olunmalıdır.
- Bölgemiz üzerinde “Büyük Ortadoğu Projesi” uzun zamandır yürürlüğe konulmaya çalışılmaktadır. Bu çerçevede bölgemizde yaşanacak, yeni bir sıcak çatışmanın Müslümanlara değil, ‘böl-parçala-yut’ politikası uygulayan küresel güçlere hizmet edeceği asla unutulmamalıdır.
-Mezhep ayrılıkları başta olmak üzere, farklılıklarımızı bir kavga sebebi değil, zenginlik olarak görmeli, bu konular üzerinden ihtilaflara düşmemeliyiz. - Türkiye şu an İslam İşbirlliği Teşkilatı, D-8 ve Ekonomik İş birliği Teşkilatı (EİT) gibi üç önemli kuruluşun dönem başkanıdır. Bu büyük bir imkandır. Bu önemli platformlar mutlaka harekete geçirilmelidir.
- Bütün İslam dünyası temsilcilerinin yer aldığı geniş katılımlı bir “barış konferansı” tertip edilerek Libya, Doğu Akdeniz, Suriye, Irak, İran ve Filistin’deki gelişmeler bir bütün olarak ele alınmalıdır.
-Ve kesinlikle; dış politikadaki bu hassas gelişmeler, iç politika malzemesi yapılmamalı, bir seçim malzemesi gibi kullanılmamalıdır.
”HANGİ DÜĞÜM ÇÖZÜLÜR NAZLA, SİTEMLE, KİNLE?”
Evet; biz bugüne kadar endişelerimizi, uyarılarımızı dile getirdik, bundan sonra da getirmeye devam edeceğiz.
İnatlaşmanın, ”şununla görüşmem, şununla bir araya gelmem” gibi yaklaşımların ne ülkemize ne de coğrafyamıza bir faydası yoktur.
Biz, ülkemizin menfaatleri, İslam dünyasında akan kanın durması ve dünyada barışın, adaletin, huzurun hakim olması için herkesle bir araya gelebilmeli, diyalog zemininde buluşmalıyız.
Yavuz Bülent Bakiler’in bir şiirindeki ifadesiyle; ” Hangi düğüm çözülür nazla, sitemle, kinle?”
Krizleri aşmanın yolu;
-İnatlaşmak, kin tutmak değil; kucaklaşmak, müzakere etmek,
-Savaşı ve çatışmayı değil; barışı ve diyalogu esas almaktır.
İNSANLARIMIZ UCUZ ÜRÜN ARIYOR!
Değerli arkadaşlar, kıymetli basın mensupları;
Dış politikadaki gelişmeleri değerlendirdikten sonra, ülkemizin, insanımızın problemlerine gelecek olursak, ne yazık ki; tablo hiç iç açıcı değil.
Çok net ifade ediyorum; insanımız geçinemiyor!
Her güne, gelen yeni zamlarla uyanıyor.
Her şey ateş pahası!
Yapılan son bir araştırma gösteriyor ki; market market dolaşarak ucuz ürün arayanların oranı %72’den %87’ye çıkmış!
Yani; millet, bir ürünü 50 kuruş, 1 lira, 2 lira daha ucuza almak için marketler arasında mekik dokuyor.
-Bu ülkede; tenceresini kaynatmak için nerde ucuz ürün var onu takip eden, 5-10 market gezmeden gönül rahatlığıyla alışveriş yapamayan yüzbinlerce anne var!
-Çocuğunu okula gönderirken simit parası veremeyecek durumda olan ve her gün bunun hüznünü, sıkıntısını yaşayan babalar var!
-Faturalara gelen zamlar nedeniyle, faturasını ödeyemeyen ve elektiriği, suyu, doğalgazı kesilen milyonlarca insan var.
SOĞAN VE PATATES İHRACATI İZNE BAĞLANDI!
Ucuz gıdaya ulaşımda bu zorluklar yaşanırken, bir de soğan ve patatese ihracat için izin şartı getirildi.
Hükümet, yıllardır yapılamayan üretim planlaması nedeniyle soğan ve patateste yaşanan fiyat istikrarsızlığına bu kez ihracata sınırlama getirilerek çözüm arama yoluna gitti.
Üretim planlaması yapılamayınca bazı yıllar ithalatla bazı yıllar ihracatla piyasa dengelenmeye çalışılıyor.
Yani tarım politikası ile çözülmesi gereken sorunlar, dış ticaret politikasıyla çözülmeye çalışılıyor. Bu da her iki üründe de istikrarsızlığa neden oluyor.
Milletin yıllardır en ucuza aldığı ve mutfağında günlük tükettiği patates ve soğan geçen yıllarda %100-200 arası zamlanmıştı.
İktidar da kalıcı çözüm üretmek yerine; çareyi soğan depolarını basmakla, esnafı ”terörist” ilan etmekle, tanzim satış noktaları kurmakla bulacağını sanmıştı.
Anlayın artık Allah aşkına!
Bu işin tek çözümü var; üretim, üretim, üretim!
Siz duymazlıktan gelmekten, anlamamaktan, bıkmadınız; biz de bunu haykırmaktan, her fırsatta dile getirmekten, üretimi, üretime dönük yatırımları vurgulamaktan vazgeçmeyeceğiz!
YAVUZ SULTAN SELİM KÖPRÜSÜ ÇİNLİLERE SATILIYOR!
Üretime değil, gösterişe ve tüketime dönük yatırımları öncelediniz.
Yıllarca paramızı betona ve asfalta gömdünüz, geldiğimiz nokta ortada!
Şimdi de Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nün %51 hissesinin Çinlilere satışı konuşuluyor.
Bizi şaşırtan şu; ortalama 3 milyar dolara mâl olan bir köprünün yarısı nasıl olur da 688 milyon dolara elden çıkarılır?
Bunun sebebini iktidar biliyor, biz de biliyoruz!
Bu bir şeyi gösteriyor ki; biz başlangıçta iyi bir kazık yemişiz!
Milletin de, bizlerin de aklındaki bu soru işaretlerinin bir an evvel iktidar tarafından giderilmesini, makul ve mantıklı bir açıklama yapılmasını bekliyoruz.
GENÇLER EVLENMİYOR!
Değerli arkadaşlar; Sayın Cumhurbaşkanı’nın artık hepinizin bildiği bir alışkanlığı var.
Özellikle ekonomide işler iyi gitmeyince, çıkar bir açıklama yapar, suni gündemle, kısır bir tartışma ile kamuoyunu günlerce meşgul eder.
Bu arada asıl mesele, milletin esas problemleri arada kaynar, gider.
Artık alıştık, milletimiz de artık bu algı oyunlarının farkında.
Geçtiğimiz günlerde Sayın Cumhurbaşkanı, yine çıktı ve ”gençler evlenmiyor, evlilik yaşı yükseldi.” şeklinde bir açıklama yaptı.
Peki de gençler nasıl evlecek?
Biz Saadet Partisi olarak, gençlerimizin evlenmesini, zamanında ev-bark kurmasına, ailesiyle, çocuklarıyla mutlu ve huzurlu bir ömür geçirmesini istiyor, temenni ediyoruz elbette.
Fakat; Sayın Cumhurbaşkanı’nın açıklamalarında olduğu gibi sonucu değil, sebebi konuşmayı; bu sonuca sebep olan problemleri ortadan kaldıracak adımların atılmasının gerekliliğini de ifade ediyoruz.
-Her 4 gençten 1’i işsiz,
-Her 4 işsizden 1’i üniversite mezunu,
-Açlık ve yoksulluk sınırı ortada ama asgari ücret; 2324 TL,
-Gençler üniversiteden 25-30 bin lira KYK borcu ile çıkıyor.
Devletin acıması yok, bu borcu tıkır tıkır ödeyeceksin diyor.
Allah akıl, fikir versin. Allah, başta gençlerimiz olmak üzere, hepimizin yâr ve yardımcısı olsun…